-
2024
-
2023
-
2022
-
2021
-
2020
-
2019
-
2018
-
2017
-
2016
-
2015
-
2014
-
2013
-
2012
-
2011
-
2010
-
2009
-
2008
-
2007
-
2006
-
2005
-
2004
-
2003
-
2002
-
2001
-
2000
- 1999
-
1998
-
1997
-
1996
-
1995
-
1994
-
1993
-
1992
-
1991
-
1990
-
1989
-
1988
-
1987
-
1986
-
1985
-
1984
-
1983
-
1982
-
1981
-
1980
-
1979
-
1978
-
1977
-
1976
-
1975
-
1974
-
1973
-
1972
-
1971
-
1970
-
1969
-
1968
-
1966
-
1964
-
1963
-
1961
-
1959
-
1958
-
1955
-
1954
-
1953
-
1952
-
1951
-
1950
-
1949
-
1948
-
1947
Öz: Marmara Adası`nda yüzeyleyen metamorfik kayaçların petrografik ve mikrodokusal özellikleri, bunların ayırt edilebilir üç metamorfik faza (Mj, M2, M3) sahip olduğunu gösterir. İlk iki faz (Mj, M2), ilerleyen tek bir bölgesel metamorfizmanın kısımlarım oluşturur. En son faz (M3), gerileyen metamorfizmayı temsil eder. Metamorfitlerde tipik mineralojik değişimlerin saptanması sonucu, ilerleyen tarzdaki metamorfizmanın kuzeyden güneye doğru arttığı belirlenmiştir. Bu mineralojik değişimlere bağlı olarak bölgede üç metamorfik fasiyes zonu ayırt edilmiştir. Bunlar yeşilşist, epidot-amfibolit ve amfibolit fasiyes zonlarıdır. Fasiyes zonları genellikle DKD-BGB uzanımlı olup, bölgenin D2 deformasyon evresinde gelişen kıvrım eksen gidişlerine koşuttur. İndeks minerallerin oluşum koşullarının belirlenmesiyle ilerleyen bölgesel metamorfizmanın magmatik bir yay altında 3-6 kilobar basınç ve 400-600°C sıcaklık arasında geliştiği ortaya konmuştur. Bu koşullar altında kayaçlar aynı zamanda dört evreli deformasyona uğramıştır.
Öz: Çalışma alanı, Malatya ili Doğanşehir İlçesi`nin yaklaşık 4 km K-KB`sında yer almaktadır. Çalışma alanındaki birimler (yaşlıdan gence doğru); Permo-Triyas Malatya Metamorfitleri, Üst Kretase Berit Grubu, Üst Kretase PolatGranitoyidi, Orta Eosen Maden Karmaşığı, Plio-Kuvaterner Beylerderesi Formasyonu ve Kuvatemer yamaç molozu ve alüvyonlardır. Polat Granitoyidi`ne ait plütonik kayaçların (tonalit, diyorit), Malatya Metamorfitleri`ni (mermer, kristalize kireçtaşı) etkilediği dokanaklarda kontakt-metasomatik olarak skarn kayaçları ve Fe cevherleşmeleri oluşmuştur. Fe cevherleşmeleri, genellikle skarn kayaçları ile birlikte bulunmaktadır. Skarn oluşumlar, endoskarn ve ekzoskarn şeklinde gelişmiştir. Endoskarn oluşumlar, granat ve epidot skarn kayaçlarıyla temsil edilirken, ekzoskarn oluşumlar; granat, granat-epidot, epidot-granat ve epidot skarn kayaçları ile temsil edilmektedir. Skarn kayaçlarının mineral topluluğu; granat (andradit, grossular), epidot, piroksen (diyopsit, ferrosalit, hedenberjit), plajioklas, K-feldispat (ortoklas), amfibol (hornblend), skapolit (menyonit), kalsit, kuvars, klorit, manyetit ve sfenden oluşmaktadır. Cevherleşmeler mermerler ile plütonitlerin kontaklan boyunca mermerlerin içerisine doğru gelişen cep ve kırıklarda gözlenmektedir. Kalınlıkları yer yer 5-10 m ye kadar ulaşmaktadır. Cevherleşmelerin ana minerali manyetittir. Hematit, spekülarit, limonit, pirit, kalkopirit, malahit ve azurit az oranlarda kovellin ve kalkozin nadirdir.
Öz: Şükrüpaşa sahasının jeolojisini; metagranitlerden oluşan temel kayaçlar üzerine uyumsuzlukla gelen Mesozoyik yaşı kireçtaşlan, şist-kalkşist ve meta kumtaşlarından oluşan örtü-tortul kayaçlar ile bu kayaçları kesen Geç Kretase yaşlı sokulum kayaçları oluşturur. Şükrüpaşa sokulumu, adayayı karakterli Srednogorie-Istranca granitoyid zincirinin bir parkasını oluşturur. İnceleme alanında cevherleşme, sokulum-örtü kay aç dokanaklarında pirometasomatik türde, büyük çoğunlukla gralodiyorit ve tonalit bileşiminde olan sokulum kayaçlan içinde saçınımlı, ince damar ve ağsal şekilde gelişmiştir. Başlıca cevher minarellerini pirit, kalkopirit, molibdenit ve şelit oluşturur. Bu minerallere birincil magnetit, bornit, pirotin,8i-mineralleri, sfalerit, galen, enarjit, neodijenit, arsenopirit, ilmenit, ilmenomanyetit, rutil, anatas ve psilomelan; ikincil olarak da kalkosin, kovelin, malakit, azurit, limonit ve götit gibi mineraller eşlik eder. Yatakta ortalama bakır içeriği%0.41, molibden içeriği %0.08 olup, yüksek cevher içeren alanların yayılımı skarnlarla uyumluluk gösterir.
Öz: Baydellit, oktahedral katmanında esas olarak alüminyum içeren bir dioktaedral smektit mineralidir. Miyosen yaşlı volkanik kayaçlar içinde bulunan Ayvacık (Çanakkale) bentonit yataklarında baydellit oluşumu saptanmıştır. Bölgedeki volkanik kayaçlar başlıca bol kırıklı andezit, trakiandezit ve çok gözenekli türlerden meydana gelir. Çalışma bölgesinde; hidrotermal sıvılar kırık sistemleri boyunca yükselerek volkanik kayaçları bentonitleştirmiştir. Baydellit minerali, bentonitleşme arasında özellikle andezitik kayaçlardaki plajiokİasların ve camsı türlerin alterasyon ürünü olarak meydana gelmiştir. X-ışınları incelemelerinde baydellitin düzensiz yapılı olduğu, montmorillonit ile birlikte bulunduğu ve kil boyutu diğer mineraller olarak illit, kaolinit, halloysit ve kristobalit varlığı tespit edilmiştir.
Öz: Kadınhanı (Konya) yöresinde yüzeyleyen K`ca zengin metavolkanitler, serisitleşme, kloritleşme ve albitleşme ile karakterize edilen düşük dereceli metamorfizmaya maruz kalmışlardır. Bu metavolkanitler, alkali-toleyitik geçiş karakterli, trakiandezit bileşimli ve levha-içi lavlarının kimyasal özelliklerini yansıtırlar. Kayaçlar, aşın derecede K`ca zengin (%6,5-l 1.1 K2O) olup, büyük iyonlu litofîl ve hafif nadir toprak elementleri bakımından zenginleşme göstererek, muhtemelen zenginleşmiş bir kaynağa işaret ederler. Ayrıca, Nb fakirleşmesi ana magma kaynağında bir dalma-batma bileşeninin varlığını belirtir. Söz konusu element zenginleşmeleri, ana magmanın oluşumundan önce muhtemelen kaynak bölgesinde meydana gelmiştir. Ana magma, ekstansiyonel bir rejimde oluşmuş olup, az oranda dalma-batma bileşeni içeren kıta-altı litosferden türemiştir. Ana magmanın türediği manto kaynağının, jeokimyasal olarak K`ca zengin materyal sağlayabilecek kapasitede olduğu düşünülmektedir.
Öz: Çalışma alanında yaşlıdan gence doğru Permo-Triyas yaşlı Tokat Masifi, Geç Jura-Erken Kretase yaşlı Amasya Grubu`na ait Ferhatkaya ve Carcurum formasyonları, Orta Eosen yaşlı Çekerek formasyonu ve Miyo-Pliyosen yaşlı Kemerkaş formasyonu yüzeylemektedir.Tokat Masifi, inceleme alanında fiil it, mermer, metavolkanitler, metatortullar ve mikaşistler ile temsil edilmektedir. Tokat Masifi üzerine uyumsuz olarak gelen Amasya Grubu, litolojik ve fasiyes özelliklerine göre Ferhatkaya ve Carcurum formasyonlarından oluşmaktadır. Ferhatkaya Formasyonu, metamorfik gereçlerden yapılı ince bir konglomera seviyesi ile başlar. Formasyon, taban kısmı dışında egemen olarak kireçtaşlarından yapılıdır. Yaygın oolitik ve psödooolitik doku ile yer yer breşik doku izlenmektedir. Carcurum Formasyonu ise, genel olarak, altta kiltaşı ve çamurtaşı düzeylerinden, üste doğru çört tabaka ve mercekleri içeren kireçtaşlarından oluşmaktadır. Çekerek Formasyonu, alttan üste doğru Kozluca üyesi, yaygın olarak çakıltaşı, kumtaşı, çamurtaşı, kiltaşı ve marn ardalanmasından oluşmaktadır. Kozluca üyesi üzerinde uyumlu olarak izlenen Kuzalan kireçtaşı üyesi, bazı seviyelerde bol Nummulites sp. fosilleri içeren kireçtaşı litolojisindedir. Göynücek aglomera üyesi ise, genel olarak volkanik gereçlerden oluşmuş bir matriks ve bu matriks içerisinde yer alan bazalt ve andezit çakıl ve bloklarından oluşmuş bir aglomera niteliğindedir. Birim içerisinde, silisleşmiş ağaç fosilleri, metamorfik kayaç parçaları, rekristalize kireçtaşı ve kireçtaşı blokları, çamurtaşı ve kiltaşı topakçıkları ve kömür damarları da gözlenmektedir. Uyumsuz bir dokanakla Çekerek formasyonu üzerinde yer alan Kemerkaş Formasyonu, genel olarak konglomera, çakıltaşı, kaba kumtaşı ardalanması, çamurtaşı, jips ara tabakaları ve travertenlerden oluşmaktadır.
Öz: Bu makalede, Kuzey Anadolu Fay Zonu`nun orta kesimi ile batı kesiminde (Marmara`nın doğusuna kadar) egemen olan gerilme tensörünün durumu, fay toplulukları ve deprem odak çözüm mekanizmaları kullanılarak incelenmiştir. Kinematik analiz, bölgede egemen olan tektonik rejimin transpresiften transtensife dönüştüğünü göstermektedir. Sağ yanal doğrultu atımlı olan her iki rejim için elde edilen en büyük yatay gerilme Ohmax (GX) ve en küçük yatay gerilme Ghrain (o3) doğrultulan aynıdır ve KB-GD ve KD-GB. Ancak hesaplanan ortalama gerilme oranı R farklıdır. Transpresif rejim için Rort= 0.75 ve transtensif rejim için Rort= 0.24 tür. Bu değişim Erken-Orta Pleyistosen`de gerçekleşmiştir. Deprem odak çözümlerinin ters çözüm işlemi, KB-GD (N126°E) doğrultulu <5X ve KD-GB (N217°E) doğrultulu a3 eksenleri, ile R= 0.40 değerini vermektedir. Hesaplanan R değeri çalışma bölgesinde günümüzde egemen olan gerilme rejiminin transtensif olduğunu göstermektedir. Batıdaki ile doğudaki levha kenarlarındaki kuvvetlerin farklı etkimesi, gerilme rejimindeki değişimin nedeni olabilir. Kinematik analiz sonucunda ortaya konan gerilme durumundaki zamansal değişimler, özellikle Ege yitim zonundaki gerilme rejimlerinde meydana gelen değişimlerin etkisi altındadır.
Öz: Atmosferik kökenli CFC (kloroflorokarbon) gazları 1980`li yılların sonlarından itibaren yeraltı suyu yaş bel ineci olarak kullanılmaktadır. Aladağ karstik akiferinde yürütülen bu çalışmada bölgesel yeraltısuyu akım yolu boyunca seçilen kaynakların CFC yaşlarının 7-8 ile 25 yıl arasında değiştiği belirlenmiştir. Belirlenen yeraltısuyu CFC yaşları yaş belirteci olarak kullanılan diğer fiziksel, kimyasal ve izotopik parametreler ile karşılaştırılması sonucunda, yeraltısuyu CFC yaşları ile fiziksel ve kimyasal parametrelerin uyumluluk gösterdiği belirlenmiştir. Ayrıca, yeraltısuyu trityum içerikleri ile CFC-11 ve CFC-12 yaşlarının nicel venitel karşılaştırılması sonucunda bu yaş belirleme yönteminin karstik akiferlerde de etkin biçimde uygulanabileceği anlaşılmıştır.
Öz: İncelenen cevherleşmeler Çüngüş`ün (Diyarbakır) yaklaşık 10 km güneyinde ve Derdere Köyü`nün 500 m kuzeyinde yer almaktadır. Çalışma alanında üç farklı litolojik topluluk bulunmaktadır. Bunlar Jura-Alt Kretase yaşlı Koçali Karmaşığı, Eosen yaşlı Midyat Grubu ve Alt Miyosen yaşlı Fırat Formasyonu`dur. Cevherleşmelerin içerisinde bulunduğu Koçali Karmaşığı bölgede ofıyolitik istifin tam bir kesitini sunmaktadır. Ancak ofıyolitler burada ters dönmüş konumda bulunmaktadır ve serpantinit, gabro, diyabaz, spilitik bazalt ve pelajik sedimanlardan oluşmaktadır. Yöredeki cevherleşmeler ofıyolitik istifin tavanında ve spilitik bazaltlar içerisinde, merceğimsi ve tabakamsı şekillerde yer almaktadır. Cevherleşmeler K50°B/55°KD konumuna sahip olup, kalınlığı 4-5 m, uzunluğu ise 50-60 m civarındadır. Burada görülen cevher mineralleri ise pirit, kalkopirit, sfalerit, kovelin-kalkozin ve barit şeklindedir. Cevherleşmelere ait kimyasal analiz sonuçlan, buradaki cevherleşmelerin bakır ve çinko açısından önemli olabileceğini göstermiştir. Burada Cu-Mn, Cu-Fe, Cu-Zn, Au-As, Au-Sb, Au-Ag, Ba-Mg elementleri arasında artan bir ilişki varken, Cu-Ag, FeCd, Cu-Cd elementleri arasında da eksilen bir ilişki bulunmaktadır. Derdere cevherleşmeleri, okyanus tabanı açılması sonucu oluşmuş olan ofiyolitik bir istifin üst kısımlarında yer alan, Kıbrıs tipi yatakların genel özelliklerini göstermektedir. Güneydoğu Anadolu Bindirme Kuşağı üzerinde Eosen yaşlı ve ultrabazik kütlelerle bağlantısı kopuk olan Kıbrıs tipi yataklardan farklı olarak, buradaki cevherleşmelerin Jura-Alt Kretase yaşlı ve ofiyolitik kütle ile olan ilişkisinin çok açık olması ile onlardan ayrılmaktadır.
Öz: Sivas Tersiyer Havzası`nın taban çökellerini oluşturan ve havzanın evriminde anahtar rol oynayan Tokuş formasyonu, ilk kez Yılmaz ve Özer (1984) tarafından tanımlanmış, Lütesiyen-Priaboniyen yaşında olduğu ve sığ denizel bir ortamda depolandığı belirtilmiştir. Bu çalışmada ise birimin ayrıntılı jeoloji haritası ile iki adet ölçülü dikme kesiti çıkartılarak, stratigrafik, paleontolojik ve sedimantolojik özellikleri tekrar incelenmiştir. Formasyonun alt düzeylerinde gözlenen, Alveolina cucumiformis Hottinger ve Nummulites solitarius (A) de la Harpe türlerinin İlerdiyen`i; orta düzeylerindeki, Alveolina cuspidata Drobne, Alveolina ruetimeyeriHottinger, Nummulites formosus de la Harpe, Assilina cf. dandotica Davies türlerinin ise Kuizyen`i işaret ettiği dikkate alınarak birimin yaşının İlerdiyen`e kadar indiği saptanmıştır. Bölgedeki egemen fasiyesler ise alttan üste doğru ve tekrarlanmalı olarak alüvyon yelpazesi, sahil, neritik ve yamaç fasiyesleridir. Bunun yanı sıra, formasyonun kalınlığı bölgede etkin olan bindirme tektoniğine bağlı olarak yer yer azalmakta ve artmaktadır.