-
2024
-
2023
-
2022
-
2021
-
2020
-
2019
-
2018
-
2017
-
2016
-
2015
-
2014
-
2013
-
2012
-
2011
-
2010
-
2009
-
2008
-
2007
-
2006
-
2005
-
2004
-
2003
-
2002
-
2001
-
2000
-
1999
-
1998
-
1997
-
1996
-
1995
-
1994
-
1993
-
1992
-
1991
-
1990
-
1989
-
1988
-
1987
-
1986
-
1985
-
1984
-
1983
-
1982
-
1981
-
1980
-
1979
-
1978
-
1977
-
1976
-
1975
-
1974
-
1973
-
1972
-
1971
-
1970
-
1969
-
1968
-
1966
- 1964
-
1963
-
1961
-
1959
-
1958
-
1955
-
1954
-
1953
-
1952
-
1951
-
1950
-
1949
-
1948
-
1947
Öz: Shanty Falls resifinin mikrofasies ve istatistik usulleriyle incelenmesi, üç mikrofasiesin mevcut olduğunu ve bunların resif çekirdeğine ait iki canlı yapımı kireçtaşı uzantısından resif ilerisi canlı kalkarenit diline ve resif arası havza dolosiltitine doğru bir sıralanma sunduklarını açığa çıkarmıştır. Böylelikle bitevil görünüşlü kireçtaşlarının doku tiplerine ayrılması ve ayırtlanarak sınıflanması mümkün olmuştur. Mikroskop muayenesi ile edinilen veriler sayesinde sekiz saha kesidinin korelâsyonu yapılmış, mikrofasies parametrelerinin evrimi tesbit edilmiş ve batimetri yorumlanmıştır. İnce kesitlerdeki organik olan ve olmayan parametrelerin istatistik ölçüm ve sayımı, Wabash nehrinin tabiî kesidinin, devamlı yarın güneyinde kalan resif çekirdeğine teğetsel geçtiğini, çekirdeğin henüz aşınma ile açığa çıkmadığını, mostranın çoğunun resif kanadı tabakalarına ait bulunduğunu meydana koymuştur. Çekirdeğin iki uzantısiyle kanat tabakalarındaki Crinoid`lerin istatistik yönünden ele alınması, resif ilerisi tabakalarının tümü ile çekirdeğin tahribinden türemiş olmadığını, yerinde birikmiş organizma kalıntılarına merkezdeki çekirdekten ışınsıyan döküntü konilerinden akıp gelme malzemenin karışmış bulunduğunu öğretmiştir. Böylece bu tarz inceleme, vaktiyle saha müşahedesiyle erişilmiş sonuçlarda düzeltmelere ve inceliklere yol vermiştir.
Öz: Etüd bölgemizde en eski kayaçlar Paleozoik yaşlı mermerler ve muhtelif şistlerden müteşekkil seridir. Bu serinin en altında gnayslar görülür. Heyeti umumiyesiyle NE-SW istikametli olan bu serinin metamorfizma derecesi muhteliftir. İlk Varistik orojenez ile iltivalanmıştır. Metamorfik seri üzerine fosilli Permien gelir; gre ve kalkerden müteşekkil Permien bizim bölgenin hemen batısında geniş sahalar kaplar ve daha eski formasyonlar üzerinde diskordan olarak bulunur. Permien sonunda bölge genç Varistik orojenez ile tekrar su üstüne çıkmıştır. Bölgenin kuzeyindeki asit intruzifler bu devreye aittir. Yine bu devreye ait ofiolitik seri kayaçları da mevcut olabilir. Bölgede mevcut fosilsiz kalın kalker ve mermer serilerinin bir kısmının yine Paleozoike ait olduğu söylenebilir. Mesozoik, bölgede Üst Kretase, kalker ve fliş (karışık seri) ile temsil edilir. Karışık seri içinde fliş, şist, radiolârit, volkanik breş, diabaz, serpantin mevcuttur. Ofiolitik magma intruzyon ve ekstruzyonlarının, katî olarak, büyük bir kısmının bu devreye ait olduğu muhakkaktır. Deniz, Mestrihtienden sonra bir daha gelmemek üzere, bölgeyi terketmiştir (Laramien orojenik fazı).Bölgenin güneyindeki granitlerin, katî olmamakla beraber, bu devreye ait olduğu söylenmektedir. Neojen daha eski formasyonlar üzerinde kalın ve iri taneli ve bazen çok iriblok halinde, konglomeralarla başlar, kum, kil, marn, kalker, gre, marnlı kalker, silisli kalker, silis yumru ve tabakaları ve enterkale tüf ile temsil edilir. Neojenin alt kısımlarında zengin linyit damarları mevcuttur; umumiyetle yatay olmakla beraber, dislokasyonlu kısımlar fazla eğim gösterebilirler. Neojenin alt kısımları, üst kısımlarına nazaran daha fazla dislokedir, Miosenle, Pliosen arasında Attik safha mevcuttur. Volkanizma faaliyetine Miosende başlamış, Pliosende devam etmiştir.
Öz: Henüz genç bir ilim olan Palinoloji dünyada günden güne ehemmiyet kazanmaktadır. Fakat Türkiye`de ancak birkaç palinolog tarafından tanınmaktadır. Biz burada, Palinolojiyi, jeolojik ve bilhassa stratigrafik ehemmiyetini belirterek, Türk jeologlarına da tanıtmak istedik.
Öz: Kuyularda yapılan pompalama deneylerinden, kuyuların hidroliği vesu veren formasyonları (akifer) hakkında etraflı malûmat elde edilir. Bu malûmat,diğer jeolojik, kimyevi v.s. malûmatla birleştirilerek ovanın yeraltı suyu havzaları vekapasiteleri hakkında bilgi ele geçer. Deney ve değerlerin doğruluğu nispetinde iyibir işletme projesi hazırlanabilir.Burada, 1963 yılı içinde Erbaa ovasında, DSİ, VII-4 Sondaj Şube Başmühendisliği tarafından açılan Kızılçubuk kuyusunda yapılan pompalama deneylerinindeğerlendirilmesi ve bu değerler yardımı ile muhtelif problemlerin aydınlatılmasıüzerinde durulacaktır.
Öz: Avant d`entrer dans le sujet il me semble utile d`exposer très sommairement en quoi consiste la méthode de prospection magnéto-tellurique.Il existe des perturbations naturelles du champ magnétique terrestredans une gamme de période extrêmement étendue, depuis des années,des jours, des heures, des secondes jusqu`aux ondes radio-électriques.Naturellement ces perturbations électromagnétiques induisent des courants électriques dans le sol et ces courants pénètrent d`autant moinsprofondément que le sol est plus conducteur et que la période est plusfaible.
Öz: Beni bu musahabeyi yapmaya sevkeden sebep, Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkan 17.7.1963 tarihli ve 278 sayılı «Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu» na ait kanundur. Bu kanunun, Kurumun kuruluş amacını ifade eden birinci maddesinde «Türkiye`de müspet bilimler alanında temel ve uygulamalı araştırmaları geliştirmek, teşvik etmek, düzenlemek ve koordine etmek amacıyla tüzel kişiliği, idari ve malî özelliği bulunmak ve Başbakanlığa bağlı olmak üzere, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu kurulmuştur» denmektedir.
Öz: İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Profesörü İhsan KETİN`in 1957 de yayınladığı «Umumi Jeoloji» adlı ders kitabı genişilgi toplamış ve 1961 de ikinci bir baskı yapılması lüzumu hâsıl olmuştu.Ancak, gerçekte yerkabuğunun iç olaylarının bahis konusu edildiği bukitabın «I. Kısmı» olarak nitelendirilmesi, bunu bir «II. Kısım» ın izleyeceğini daha ilk baskının yayınlandığı tarihlerde bize işaret ediyordu.Birinci cildin hazırlanışındaki dikkat ve başarı bizlerde ikinci cildebir an önce kavuşma arzusunu yaratmıştı. Bekleyiş altı sene sürdü venihayet 1963 yazında. Prof. İ. KETİN`in, Prof. S. ERİNÇ, Prof. K. ERGUVANLI, merhum Doçent Dr. R. EGEMEN ve Dr. M. ÖZUYGURgibi, branşlarında memleketimizdeki otoritelerden sayılan kişilerle birlikte hazırladığı arz kabuğunun dış olayları ve yeryüzü şekillerini bahiskonusu eden II Kısım yayınlandı.
Öz: Ege Üniversitesi Jeoloji Enstitüsü Müdürü ve Türkiye Jeoloji Kurumunun kurucularından Doç. Dr. Recep Egemen, 17 Ağustos 1963 Cumartesi günü Asistanının doktora tez sahası olan Kemal Paşa mevkiine giderken, bir otomobil kazasında hayata gözlerini kapamıştır.