-
2024
-
2023
-
2022
-
2021
-
2020
-
2019
-
2018
-
2017
-
2016
-
2015
-
2014
-
2013
-
2012
-
2011
-
2010
-
2009
-
2008
-
2007
-
2006
-
2005
-
2004
-
2003
-
2002
-
2001
-
2000
-
1999
-
1998
-
1997
-
1996
-
1995
-
1994
-
1993
-
1992
-
1991
-
1990
-
1989
-
1988
-
1987
-
1986
-
1985
-
1984
-
1983
-
1982
-
1981
-
1980
-
1979
-
1978
-
1977
-
1976
-
1975
-
1974
-
1973
-
1972
-
1971
-
1970
-
1969
-
1968
-
1966
-
1964
-
1963
-
1961
-
1959
- 1958
-
1955
-
1954
-
1953
-
1952
-
1951
-
1950
-
1949
-
1948
-
1947
Öz: Bakırlık sırtı, Ayvalığın 26.2 km. doğusunda, NE-SW istikametindeyönelmiş ve NW sından akan Kara Mahmutoğlu deresiyle, NE dan gelenBakırlık deresinin kavşağı arasında bulunur. Mineralize zon, sırtın mezkûriki dere arasında kalan son kesimi ile hudutlu ve yalnız eksen istikametiNE-SW olan ve 234 375 m2 lik parçasını ilgilendirir. Sırtın bu son kesimi,265 m. rakımlı bir tepe ve iki dere kavşağının 110 m. de, tepe ile kavşaknoktasının kuş uçumu 500 m. olması, kuvvetli bir meyile tekabül eder.
Öz: Etüd sahası Adana`nın takriben 30 km. kadar kuzeyinde ve Seyhannehri doğusundadır. En yüksek arazi 375-400 m. rakımlıdır. Bu sahada Tersier ve Kuaterner arazileri vardır, Tersier tabakaları Miosen ve Pliosen yaşında olmak üzere ayrılabilmiştir. Miosen gri renkli marnlarla başlar. Foley`in üst shale`lerine tekabül eder. Grirenkli marn, kesif, yer yer konkoidal, bazen safihalı, bazan ince çatlaklı, bazen incekumtaşı seviyelidir. Bunlar Üst Helvesien veya Tortonien yaşındadırlar. Kalınlık sahamız dışında kalanla birlikte 1500 m. dir. Gri renkli marnlar üzerine konkordan olarak çapraz tabakalı, biraz konkresyonlu kumtaşları gelir. Mebzul mikrofosili havidir. Bunlar kısmen Foley`in «üstkumtaşı» tabakalarına muadildir. Bu kumtaşlarının üst seviyelerinde pembe ve kırmızı renkli kumtaşları Adana bölgesinin diğer kısımlarındaki geçit tabakalarına çok benzerler. Çapraz tabakalı ve konkresyonlu kumtaşı formasyonunun mecmuu kalınlığı 1500-1700 m. dir. Serinin yaşı Tortonien, hattâ kısmen Üst Tortoniendir. Bu formasyon üzerine de sarı renkli, marnlı kumtaşları ve mavi marnlar adını verdiğimiz tabaka serisi hafif diskordansla oturur. Bu tabaka serisinin vasati kalınlığı 1130 m. dir. 750-1700 nu kalınlıkta olan yerleri de vardır. Bu formasyon damikro ve makro fosilce zengindir ve fosillere göre Sarmasien-Ponsien yaşındadır. Buraya kadar kaydedilen Miosen serisi üzerinde tam bir zaviyeli diskordansla Pliosen yaşında göl kalkerleri veya konglomera ve kumtaşları bulunur. Göl kalkerleri fosillidir.Etüd sahamızda Kuaternere ait taraça rüsupları, kalişler, eski ve yeni alüvyonlar vardır. Bu saha biri Tortoniende diğeri Tortonien sonunda olmak üzere gayet hafif geçen iki küçük volkanik faaliyete sahne olmuştur. Helvesien, Tortonien denizleri hareketli ve ılık, bol uzviyet yaşamasına müsait bir denizdi, derinliği zaman zaman değişmiştir. Yer yer somatr karakterli, nihayettatlı su ve karasal olmuştur. Miosen denizlerinde, kronolojik sıra ile:
1. gri renkli marnlar,
2. çapraz tabakalı biraz konkresyonlu kumtaşları,
3. sarı renkli marnlı kumtaşları ve mavi marnlar tortulanmışlardır.
Miosen denizinin hareketli ve ceryanlı bir deniz olduğunu içinde teşekkül eden rüsupların incelenmesinden istidlal ediyoruz.Helvesien-Tortonien tabakaları birlikte iltivalanmışlardır (Styrien safhası).Müteakiben Alp orojenezi Sarmasien-Ponsien tabakalarını da iltivalandırmıştır (Rhodanien safhası). Pliosen tabakaları da (Valaque iltiva safhası) ile iltivalanmıştır. Bu iltivalarla:
1 Tülüler,
2- Evresim UşağıTurunçlu,
3 - Mustafalı,
4 - Kızılkaş-Karga Kekeç antiklinalleri teşekkül etmiştir.
Bu antiklinaller 2.5x3.5 km. veya 1.5x10 km. çapındadırlar. Tabaka meyilleri3-8 derece, bazen 10-20 derecedir, istikametleri NE-SW, WWN-EES veya E-W dır.İltiva tazyiki NNW dan gelmiştir. Antiklinaller tek taraflı serbest bir virgasyon teşkil etmiş gibi bir vaziyet arz ederler. Sahada büyük faylar yoktur. En çok 1-15 km. uzunlukta birkaç fay vardır. Fay atımları da azdır. Çapraz tabakalı, kısmen konkresyonlu olan tabakalar petrol hazne taşı olabilirler. Marnlı kısımları ana taş olabilir. Bu formasyonda veya buna örtü olabilecek Sarmasien-Ponsien yaşındaki marnlarda bazı antiklinaller mevcuttur. Netice olarak , mıntakamızın yakınında kuzeyde Topallı`da Helvesien yaşındaki marn ara tabakalı kumtaşı formasyonunda petrol emareleri görülmüştür. Etüd sahamızda petrol imkânları kısmen vardır.
Öz: Aus dem Vorland des Taurus (Anatolien Südlich des Tuz-Gölü) wurdeeine kleine Faunula zur Bestimmung übergeben. Es handelt sich um Süsswassergastropoden, die in einem hellen, porösen, kalkreichen Sedimenteingebettet waren. Die Schalen sind vorzüglich erhalten und nur zum geringen Teil von Sediment erfüllt. Folgende Arten konnten bestimmt werden:Planorbis planorbis (LINNE)ein nahezu vollständig erhaltenes Gehäuse.Planorbarius cornu (BRONG.)Zentraler Teil eines beschädigten Gehäuses.Hydrobia sp
Öz: From time to time somebody forwards the opinion that between the Mesozoic ,and the Kainozoic some catastrophic event must have happened, to account for the difference in the fauna, especially the extinction of theDinosaurs. This is considered to be wholly unnecessary.1. The faunal change is not as sudden as it seems on superficial observation. Some mesozoic forms disappear already before the conventional boundarybetween the Cretacous ,and the Tertiary, others survive it (v. Ammonoidea ,and Belemnoidea). Modern types (Placentalia, Octopoda) make their appearance alreadyin the Upper Cretaceous. Thus the appearance of new, the extinction of old forms isa drawn-out process, lasting from about Turonia n up to the Eocene, with probablya peak at the top of the Maestrichtian.2. Extinction mainly concerns forms of high specialization which are at theend of an evolutionary cycle. Such forms are susceptible to even small changes inexternal conditions, which do not touch more robust forms. Small initial changesmay lead to a cumulative effect.The faunal change between Mesozoic and Kainozoic is no more catastrophicthan any other in the history of life.
Öz: Ein grosser Ammocibicides mit drei deutlich sichelförmigenKammern im uniserialen Gehäuseanteil.
Öz: Im Zuge der am M.T.A. Enstitüsü durchgeführten mikropalaeontologischen Arbeiten gelangten eozaene Proben aus der Gegend des Dorfes Saray, bei Mihalıççık, Vilâyet Ankara zur Untersuchung, Diese waren von Dr.WEDDING aufgesammelt worden, aehnliches, wenn auch fossilaermeresMaterial auch von Dr. WEINGART. Beiden Kollegen sei hier der Dank desAutors für die Überlassung des so wichtigen Materials ausgedrückt.Hauptbestandteil der Fauna war eine stark gestachelte Form die aufden ersten Blick an eine Hantkenina erinnerte. Bei genauer Untersuchungerwies sie sich jedoch als eine Globorotalia und zwar im engeren Sinn(CUSHMAN u. BERMUDEZ, 1949).Sie zeigte Aehnlichkeiten mit Globorotalia palmerae CUSHM. BERM,1937 sowie Gl. lehneri CUSHM. JARVIS 1929. Ferner Globorotalia inconspicua HOWE 1939 musste jedoch spezifisch von diesen unterschiedenwerden. Im Zuge des Literaturstudiums tauchten nun Gesichtspunkte aufdie für eine Zusammenfassung dieser Arten als Subgenus im Rahmen vonGloborotalia sprachen. Dies umsomehr als ja der Rahmen der Gattung jetztenger gefasst wurde und Turborotalia und Truncorotalia zum Rang selbständiger Gattungen erhoben worden sind.
Öz: Söke civarında açılan bir arteziyen sondaj kuyusundan 35-40 metre derinlikten tabiî gazların çıktığını gazetelerden öğrenmiş bulunuyoruz. Burada bölgenin jeolojik durumu ile idrokarbür imkânlarını kısaca izah etmeyi faydalı buluyorum.
Öz: Yurdumuzun yeraltı millî servetlerinden birisi ve en mühimi olan petrol madenlerinin araştırılmalarını, Cumhuriyetten evvel, sonra ve bugünkü durum olmak üzere, üç devreye ayırmak suretiyle, üç safhada mütalea ve tetkik etmeği, mukayese bakımından, çok faydalı bulmaktayız.
Öz: Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, Cilt VI, Sayı 1 deki kritiğin sevkettiği düşünceler evvelâ umumi mahiyette takdim edilecek, sonra da sorulara sırasiyle cevap verilecektir. İlk kısım ayrıntılarla ilgilenmiyecek okuyucuları aydınlatabilecek kifayettedir.
Öz: 1858 yılında Londra`da kurulan Jeologlar Birliği (The Geologists Association) 1958 yılında, jeologlara yakışır bir şekilde müteaddit jeolojik ekskürsiyonlarla, 100 yılını kutlayacaktır. Yüz yıllık mazisi olan bu birliğingayesi bilhassa amatör jeologlar, talebeler ve hocalar arasında jeolojinin yayılmasına ve tanınmasına yardım etmek, onlara yeni metodları göstermek ve araştırma zevkini vermektir. Birliğin hususiyeti de tabiatı seven ve ondan zevk alan amatör jeologlarla profesyonelleri biraraya toplanmasıdır. Gayelerini tahakkuk ettirmek için de Ekim ayından Temmuza kadar her ayın ilk Cuma günü akşamı Londra`nın merkezi Picadiliy`de, Londra Jeoloji Kurumunun meşhur «Burlington House»ın salonlarında jeoloji ve ilgili konularda münakaşalı konferanslar ve toplantılar tertip eder. Kışın Cumartesi veya Pazar günleri jeoloji bakımından önemli araştırma merkezleri, lâboratuvarlar, üniversiteler, müzeler ziyaret edilir. Mart ile Ekim arasındaki tatil günlerinde, klâsik kesitler veren mevkilere, taş ocaklarına, tuğla fabrikalarına kısa veya uzun jeolojik ekskürsiyonlar yapılır. Yazın da tatil (Holiday) ile jeoloji birleştirilerek İngiltere`nin veya Avrupa`nın klâsik yerlerine trip`ler tertip edilip istifadeli ve neşeli günler geçirilir. Şimdiye kadar Norveç`le İtalya arasında kalan memleketler ziyaret edilmiştir. Araştırmalar, konferanslar, münakaşalar birliğin yayın organı olan The Proceedings`de yayınlanır. Bu bülten yılda dört defa yayınlanır ve şimdiye kadar 69 cilt olmuştur. Birlik kütüphane işini kendi imkânlarını Londra Üniversitesinin bir koleji olan University College kütüphanesiyle birleştirmek suretiyle halletmiştir. Buradan, her âza istediği kitabı ödünç alabilir.