-
2024
-
2023
-
2022
-
2021
-
2020
- 2019
-
2018
-
2017
-
2016
-
2015
-
2014
-
2013
-
2012
-
2011
-
2010
-
2009
-
2008
-
2007
-
2006
-
2005
-
2004
-
2003
-
2002
-
2001
-
2000
-
1999
-
1998
-
1997
-
1996
-
1995
-
1994
-
1993
-
1992
-
1991
-
1990
-
1989
-
1988
-
1987
-
1986
-
1985
-
1984
-
1983
-
1982
-
1981
-
1980
-
1979
-
1978
-
1977
-
1976
-
1975
-
1974
-
1973
-
1972
-
1971
-
1970
-
1969
-
1968
-
1966
-
1964
-
1963
-
1961
-
1959
-
1958
-
1955
-
1954
-
1953
-
1952
-
1951
-
1950
-
1949
-
1948
-
1947
Öz: Yüksek enerjili tsunami dalgaları kıyıya yakın sığ bölgelere yaklaştıkça dalga yüksekliği artarak, deniz suyu karasal alanlara doğru tırmanır/ilerler, ve bu ilerleme sırasında yakın kıyı, kıyı önü ve kumsaldan ciddi miktarda sediman karaya doğru taşınır. Normal koşullar altında, alçak ve ince bir kum bariyeri ile denizden ayrılan bir lagün görece sakin bir çökelim ortamına sahipken, tsunami sırasında deniz suyu kum bariyerini aşarak lagünün iç kısımlarına yakın kıyı, kıyı önü ve kum bariyere ait sedimanları taşır. Bu nedenle, lagünlerdeki sedimanter istiflerin araştırılması, geçmişte meydana gelmiş tsunamilerin sedimanter izlerinin bulunmasında önemli rol oynar. Bu çalışmada, Karine Lagünü`nden alınan yaklaşık 3,2 m uzunluktaki iki adet karot boyunca sedimanların fiziksel ve jeokimyasal özellikleri incelenmiş, ve Ege Denizi`nde geçmişte meydana gelmiş tsunamilerin izleri araştırılmıştır. ITRAX mikro-XRF karot tarayıcısı kullanılarak, karotlar boyunca 0,2 mm çözünürlükte radyografik görüntüleme ve1 mm çözünürlükte XRF taraması yapılmıştır. Yapılan bu yüksek çözünürlüklü analizler ışığında, görece homojen ve bazen ince tabakalanmalı istifin içinde, iki karotta da belirgin bir şekilde gözlenen, yüksek yoğunluğa sahip ve heterojen yapıda üç adet ara katman tespit edilmiştir. XRF verileri incelendiğinde, bu ara katmanlardaki Ca/Ti değerlerinin belirgin bir şekilde istifin geri kalanından daha yüksek olduğu, yani ara katmanların karbonatça zengin olduğu görülmüştür. Stereo mikroskop ile yapılan incelemelerde, istifin genelini temsil eden seviyelerde çökellerin genellikle 1 cm`den küçük bozuşmamış bivalv kavkıları içerdiği, buna karşın ara katmaların ise çapları yaklaşık 4 cm`yi bulan ve yüzeylerinde belirgin bozuşma izleri olan bivalv kavkıları içerdiği görülmüştür. Fiziksel ve jeokimyasal gözlemler birlikte değerlendirildiğinde, görece iri taneli ve bozuşmaya uğramış bivalv kavkıları içeren bu ara katmanların, tsunamiler sırasında lagünün kum bariyerinden taşınan tsunami çökelleri olduğu sonucuna varılmıştır. Radyokarbon tarihlendirmeleri, Karine Lagünü`ndeki üç adet ara katmanın M.S. 1956, 1650 ve 1303 yıllarındaki tsunamilerden kaynaklandığını göstermektedir.
Öz: Bu çalışmada Burdur güneyinde yer alan Burdur ve Yarışlı havzalarının jeomorfolojik indislerle tektonik aktivitesinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yörede Jura-Kretase yaşlı ofiyolitik melanj, Geç Triyas-Erken Jura yaşlı rekristalize kireçtaşları, Geç Miyosen-Erken Pliyosen yaşlı killi kireçtaşları ve Geç Pliyosen-Kuvaterner yaşlı alüvyal yelpaze çökelleri gibi değişik kökenli kayaçlar bulunmaktadır. İnceleme alanı Fethiye-Burdur Fay Zonu (FBFZ)`nun KD kesimini kapsamaktadır. Tarihsel ve aletsel dönemde birçok deprem oluşturan FBFZ bu kesimde, KD-GB uzanımlı Burdur, Karakent, Karacaören fayları ve KB-GD uzanımlı Karaçal Fayı ile temsil edilmektedir. Söz konusu fayların yanı sıra bölgede küçük ölçekli birçok fay bulunmaktadır. Yapılan çalışmada bölgenin tektonik aktvitesini belirlemek için Dağ Yamacı Eğrilik İndisi (Smf), Vadi Taban Genişliği-Vadi Yüksekliği Oranı İndeksi(Vf), Normalleştirilmiş Akarsu Uzunluk-Eğri İndisi (SLK), Asimetri Faktörü (AF), Topografi Simetri Faktörü (T), ve Göreceli Aktif Tektonik İndeksi (Iat) gibi birçok değer hesaplanmış ve bunlar arazi verileri ile beraberce değerlendirilerek yorumlanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre Smf 1,03-1,66, ortalama Vf 0,28-10,85, ortalama SLK 1,84-7,95, T 0-0,6 arasında değişmektedir. Burdur Havzası`na ait AF değeri 60,14 iken alt alanlara ait Iat değerleri ise Sınıf-2 ve Sınıf-3 ü kapsamaktadır. Jeomorfik indisler diğer jeolojik bulguları doğrular şekilde inceleme alanının yüksek ve orta seviyede tektonik bir aktiviteye sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Öz: Bu çalışmada, Çan-Etili Linyit havzasında gelişmiş volkanik ve tektonik yapıların uydu görüntüleri yardımıyla belirlenmesi amaçlanmıştır. Çan-Etili linyit havzası, Oligosen-Erken Miyosen yaşlı volkanitler (Çan Volkanitleri) ile üzerine uyumsuz olarak gelen erken-Orta Miyosen yaşlı linyit içerikli akarsu ve göl tortullarından (Çan formasyonu) oluşur. Bu çalışmayı gerçekleştirebilmek için iki farklı uydu görüntüsü (ASTER ve ALOS-PALSAR) ve bölgenin sayısal yükseklik modeli (SYM) kullanılmıştır. Multispektral optik uzaktan algılama verileri, materyal bileşimi hakkında bilgi sağlarken radar verileri, yüzeysel engebe ve morfolojiyi daha iyi yansıtmaktadır. Uydu görüntülerinde çizgiselliklerin haritalanması sırasında görsel değerlendirmenin yanı sıra görüntü işleme teknikleri de kullanılmıştır. Çizgiselliklerin haritalanması için ASTER uydu görüntülerine çeşitli yönlü filtreler uygulanmıştır. PALSAR üzerindeki çizgisellikler görsel yöntemlerle belirlenmiştir. Çalışma alanında SYM verisi ile ASTER ve PALSAR uydu görüntüleri kullanılarak, çizgisellikler haritalanmıştır. Bu sonuçlara göre çizgiselliklerin önemli bir bölümü KD-GB doğrultusunda olduğu görülmüştür. Bu yönelim KD-GB doğrultulu Çan-Etili fayı ile uyumludur. Bunun yanında, uydu görüntülerinden elde edilen bazı kavisli çizgisel yapılar, kaldera gelişimi ile ilişkili olarak yorumlanmaktadır
PDF Olarak Görüntüle
Öz: Saros Körfezi`nin (Kuzey Ege) doğusu kıyı gerisindeki tuzlu bataklıktan oluşan alanlarda kayda değer foraminifer, ostrakod ve mollusk toplulukları belirlenmiştir. İncelenen 14 örnekten 11 tanesinde foraminifer, 8 tanesinde ostrakod ve 7 tanesinde ise mollusk bireyleri gözlenmiştir. Optik Uyarmalı Lüminesans (OSL) yöntemi ile elde edilen depolanma tarihlerine ve paleontolojik bulgulara göre, genellikle fırtına dalgalarının kısmen de tsunamilerin oluşması sonucunda deniz suyunun son 2200 yıl içinde körfezin doğusunda birkaç km içeriye kadar girerek, geniş kıyı alanlarını etkisi altına almış olduğu belirlenmiştir.
Öz: Irak`ta Geç Prekambriyen dönemine ait olduğu düşünülen magmatik ve metamorfik kayalardan oluşan temel kompleksine kadar inen hiçbir sondaj kuyusu bulunmadığından dolayı, bu çalışma; tortul istifle olan sınırı ve yapısal nitelikleri izlemek ve bölgedeki jeolojik gelişimin anlaşılması açısından önemlidir. Jeofizik araştırmada 87 manyetik ölçü alınmıştır, verilere gerekli düzeltmelerin yanında bu çalışma kapsamında olmayan ve gürültü olarak nitelendirilebilecek etkiler yukarı analitik uzanım tekniğiyle giderilmiştir. Beş adet manyetik profil verisi için (Tr1, Tr2, Tr3, Tr4 ve Tr5) kuyu logu, gravite ve sismik bilgilerin kontrolünde Oasis Montaj programı kullanılarak nicel bir yorumlama yapılmıştır. Sonuçlar, temel kayaların çalışma alanının kuzeydoğu kesiminde (Aqra yapısı) 10 km`den çalışma alanının güneybatısındaki 6 km`den daha düşük bir seviyeye kadar değişen derinliklerini göstermiştir. Ayrıca, bu çalışmada manyetik kesitlerde bir dizi graben, yarı-graben ve horst simüle edilmiştir