-
2024
-
2023
-
2022
-
2021
-
2020
-
2019
-
2018
-
2017
-
2016
-
2015
-
2014
-
2013
-
2012
-
2011
-
2010
-
2009
-
2008
-
2007
-
2006
-
2005
-
2004
-
2003
-
2002
-
2001
-
2000
-
1999
-
1998
-
1997
-
1996
-
1995
-
1994
-
1993
-
1992
-
1991
-
1990
-
1989
-
1988
-
1987
-
1986
-
1985
-
1984
-
1983
-
1982
-
1981
-
1980
-
1979
-
1978
-
1977
-
1976
-
1975
-
1974
-
1973
- 1972
-
1971
-
1970
-
1969
-
1968
-
1966
-
1964
-
1963
-
1961
-
1959
-
1958
-
1955
-
1954
-
1953
-
1952
-
1951
-
1950
-
1949
-
1948
-
1947
Öz: Orhaneli granodiyoritinin yaşı üzerinde yapılan bu ön çalışmada 50M.Y. lık bir yaş, dört arazi örneğinden elde edilmiş altı laboratuvar örneği üzerinde, Rb-Sr metodu kullanarak ölçülmüştü. Bulunan yaş her ne kadar bazı saha jeologlarının ileri sürdüğü yaş ile çakışmakdaysa da (Tersiyer),diğer bir grup araştırıcının bu bölgeye ait kranostratigrafik sonuçlarından farklıdır. (Paleozoyik).50 M.Y. Iık yaşın bir intrüzyon olayını mı (birincil), yoksa paleozoyik yaşlı bir kütlenin gençleşme yaşının (ikincil) ifade ettiği kesinlikle saptanamamıştır. Ancak Orhaneli kütlesinin 50 M.Y. evvel çok önemli bir olaya veya olay dizisine (plütonizma, metamorfizma, şiddetli tektonizma) maruz kaldığı kesinlikle söylenebilir. Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için arazi çalışmalarımız devam etmektedir
Öz: Eğrigöz Masifi çevresindeki rejyonal metamorfizmanın mineral fasiyesleri incelenmiş ve metamorfizmanın migmatizasyon safhasına kadar yükseldiği saptanmıştır. Migmatitlere geçişte kordierit ve sillimanit indeks minerallerinin ortaya çıkması, rejyonal metamorfizmanın Barrovian ile Abukuma tipi arasında yer aldığını ispatlamaktadır. Bölgeye ait mevcut radyoaktif yaş tayinleri ve Menderes Masifinin diğer kesimlerinden elde edilen verilerle yapılan kıyaslamalar sonucu, migmatizasyona kadar ulaşan yüksek dereceli metamorfizmanın post liasik, erken alpin orojenik fazında vuku bulduğu, ancak anateksitik orijinli Eğrigöz Masifinin üst Kretase sonrası örtü tabakaları içine sokulduğu gösterilmiştir. En yüksek dereceli metamorfik zondan alınan ve ağır sıvılarla zenginleştirilerek röntgenografik ölçü yapılan K-feldispatların, 1den 10 kadar numaralanmış yüksek sanidin-maksimum mikroklin tablosunda 4. sırada yer aldıkları bulunmuş ve Or60Mi40 oranına uyan bir kafes strüktürü gösterdikleri saptanmıştır. Bulunan değerler deneysel incelemelerle hazırlanmış diyagramlara tatbik edildiğinde, 500-550°C lik bir transformasyon sıcaklığına ulaşılmaktadır. Bu değerler yüksek dereceli metamorfizma için zorunlu olan 680-700°C lik migmatizasyon sıcaklığının çok altındadır. Bundan dolayı Eğrigöz Bölgesi için şu: iki alternatif fikri ileri sürmek mümkündür:
1. Son metamorfizmadan bu yana K-feldispatların Al-Si dizilmelerinde yüksek düzene doğru bir gidiş vardır; yani triklinite dereceleri artmaktadır.
2. Son metamorfizmada bölge ancak 500-550°C lik bir ısınmaya maruz kalmıştır. Jeolojik olaylar dizisi ışığında ikinci yaklaşım mantığa daha yakındır. Kretase-Tersiyer sınırında vuku bulan masiflerin yükselmesinde, bölgenin ancak 500-550°C ye kadar ısınmış ve K-feldispatlarda saptanan Al-Si düzeni artışının (ortoklas-mikroklin transformasyonu) meydana gelmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Öz: Türkiye`de, tarihsel devirlerden bu yana yerleşip gelişen çeşitli uygarlıklar tarafından verilen sanat yapıtlarında, mermer ve diğer renkli taşların ayrı bir yeri olmuştur. Dün ve bugün, ülkemizde kullanılan taşların yaklaşık olarak % 90nınıAfyon ve Marmara Adasından çıkartılan, ilmi anlama uygun mermerler meydana getirmektedir. Bu gerçek göz önünde bulundurularak, İ.T.Ü. Maden Fakültesi Tatbiki Jeoloji Kürsüsünde, buralardan çıkartılan mermerlerin jeolojik ve fiziko-mekanik özeliklerini ayrıntılı olarak belirtmek amacı ile çalışmalar yapılmış ve halende bu tür araştırmalara devam edilmektedir. Arazi ve laboratuvarda yürütülen bu çalışmalarla, adı geçen mermerlerin fiziko- mekanik ve teknolojik özellikleri saptanmıştır. Ayrıca mermerlerin sınıflandırılmasında yararlanılan renk ve kullanma yeri v.b. gibi kriterlerin yanısıra, kristal boyutu, ayrışma derecesi, anizotropi gibi fonksiyonel sınıflandırma kriterleri önerilmiştir. Halen Afyon ve Marmara Adası mermeleri için ileri sürülen bu sayısal kriterlerin diğer mermer ve renkli taşlara da uygulanması için gerekli çalışmalar sürdürülmektedir.
Öz: Bu yazıda Ayrışma derecesinin Fiziksel ve Mekanik Özeliklere olanetkisi araştırılmıştır. Yapılan araştırmada, ocaklardan alınan sağlam mermerler laboratuvarda ayrıştırılmıştır. Deneyler sırasında, ayrışmış ve ayrışmamış mermerin ağırlıkça su emme miktarı % cinsinden saptanmış (Wn,Wo) ve bunlarla ayrışma derecesi (Dw ) aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.
Dw = Wn-Wo / Wo
Deneyler sonunda ayrışma derecesinin artması ile su emme; porozite vebirim hacmin yükseldiği; basınç direnci ve birim hacim ağırlığının azaldığıgörülmüştür.
Öz: Üst Kretase-Alt Tersiyer boyunca sahanın batı kısımlarında türbid akıntılar, olistostromlar ve sualtı heyelanlarının faal olduğu devamlı bir sedimentasyon (3200 m) yer alırken, doğu kısımlarında çoğunluğu bazik denizaltı lav ve tüflerinden. ibaret bir formasyona Paleosen`de bir plütonun yerleştiği, sahanın yükselerek aşındığı, aşınma yüzeyi üzerinde Paleosen sonlarına doğru bir transgresyonun başladığı: görülmektedir. Neritik velitoral malzemenin (700 m) oluşumundan sonra Eosen sonlarına doğru bütün sahada bir regresyon görülmekte, kırmızı rudit, arenit, lütit, beyaz lagüner kalker ve jipsler teşekkül etmektedir. Neojen yaşlı yatay konumlu klastikler, kıvrılmış, yükselmiş ve aşınmış olan Üst Kretase - Alt Tersiyer yaşlı sedimentler üzerinde açısal bir diskordansla durmaktadır.
Öz: Kars Bölgesi (NE Türkiye) Paleosen`inde bulunan Fabularia ve Kathina`nın yeni türleri ve bunlarla beraber bulunan Foraminiferlerin sistematik etüdleri verilmiştir.