-
2024
-
2023
-
2022
-
2021
-
2020
-
2019
-
2018
-
2017
-
2016
-
2015
-
2014
-
2013
-
2012
-
2011
-
2010
-
2009
-
2008
-
2007
-
2006
-
2005
-
2004
-
2003
-
2002
-
2001
-
2000
-
1999
-
1998
-
1997
-
1996
-
1995
-
1994
-
1993
-
1992
-
1991
-
1990
-
1989
-
1988
-
1987
-
1986
-
1985
-
1984
-
1983
-
1982
-
1981
-
1980
-
1979
-
1978
-
1977
-
1976
-
1975
-
1974
-
1973
-
1972
-
1971
-
1970
-
1969
-
1968
-
1966
-
1964
-
1963
-
1961
-
1959
-
1958
-
1955
-
1954
-
1953
-
1952
-
1951
-
1950
-
1949
-
1948
- 1947
Öz: Trakya`nın şimalinde, bir taraftan güney Balkanların Yanbolu ve Yeni Zağara basıklığı, diğer taraftan güneyde Ergene ve Aşağı Meric havzaları arasında eski kristalen bir masif mevcuttur. Masif, batıya doğru Meriç`i tabiî bir köprü vasıtasiyle aştıktan sonra Rodop`lara bağlanır; ve bu batı kısmında, bugün Bulgaristan ile sınırımızı teşkil eden Tunca nehriyle ikiye bölünür:
1 -Tunca`nın batısında kalan ve daha küçük olan kısma, coğrafyada bazen Tunca masifi adı da verilir.
2 - Tunca doğusunda kalan büyük kısım da asıl mevzuumuzu teşkil eden Istranca masifi dir.
Öz: Karadeniz Ereğlisi yakınında, Gülüç Irmağı kenarında rastlanan fosilli bir yatak, şimdiye kadar Alt Karbonifer yaşlı olduğu sanılan mücavir tabakaların Üst Silür yaşlı olduğunu göstermiştir. Bundan başka burada, memleketimiz Silür formasyonunda Graptolitlerinde bulunduğu ilk defa olarak tespit olunmaktadır.
Öz: Eski coğrafyacıların "
Öz: Jeoloji ilminin kurucularından adedilen Hutton, geçmişi bugünkü hadiselerin müşahadesinden istidlal edebiliriz, demişti. Memleketim olan İskoçya`daki eski yanardağların etüdünden, Hutton nazariyesinin tersine olarak, bugünü öğreniriz. İskoçya`nın başlıca fizyografik formları Kaledonyen hareketleri ile ilgili olduğu halde jeoloji bakımından dahagenç olan Türkiye`de daha henüz sona ermiş olan Alp hareketleri bu hususta mühim amil olmakdadır. Tersiyerde İskoçya`da volkanlar o devrin bariz mirasları olduğu halde Türkiye`de iltivalar ve faylar en ön safta gelmektedir. İskoçya`da Tersiyer bürkanî merkezleri, şimalî İrlanda ve batı İskoçya`dan İzlanda ve Greenland`a kadar inkişaf eden kuzey Atlantik kıtasının bazaltlarını vermiştir. Bu bazalt pilatosunun çökmesile bu günkü Atlantik denizi meydana gelmiştir. Teşekkülü zamanında bu bazalt kıtası iki buçuk milyon kilometre kare bir saha işgal etmiş olmalıdır. Bu bürkanî sahraların kalınlığı beş altı yüz metre etrafındadır. Büyük entrüzyon merkezleri bu günkü ölmüş volkanlarda olmakla beraber bunlar birbirine bağlıdırlar. İki türlü entrüzyon şekli kabul edilmekdedir. Bunlardan (ringdykes) tabir edilenlerde entrüzyonlar bir merkezi olan daireler şeklinde, plütonik jenesli ve merkezden dışarı doğru sert bir zaviye ile meylederler.(Cone-sheets) tabir edilen diğer çeşit entrüzyonlar ise bir merkezden içeridoğru 45 derecelik bir zaviye ile meylederler. Türkiye jeologları bu memleketin (transversal) lerile ünsiyet peyda etmişlerdir. İstanbul Ünivesitesinden Profesör Parajas tesbit ettiği yedi (Transversal) i bir bültenle yayınlamıştır. İran`da da Schroeder on kadar (Transversal) ayırt etmiş bulunmaktadır. Gerek İran ve gerek Türkiye`deki(Transversal) lerin menşelerinin bir olduğu ve birinin izahının diğerine şamil olacağı pek az kimse tarafından inkâr edilebilir, Bu (Transversal) lerin Arap Blokuna nazaran aldıkları dağılış şeklile batı İskoçya`daki (cone-sheet) lerin tasavvur edilen yeraltı magma haznesine nisbetle aldıkları formlar arasında göze çarpan bir benzerlik müşahede edilmektedir. Dr. Anderson İskoçya`daki (ring-dyke) ve (cone-sheet) lerin aldıkları mahrutî formları, 10 kilometre kadar derinde olduğu tahminedilen magma mahzeninden gelen tazyik neticesi hasıl olan dairevî çatlaklardan yükselen magma ile izah etmektedir. Magma tazyiki yukarı doğruşakulî, Arap bloku ise kuzeye doğru ufkî tazyik yaparak İskoçya`da (ringdyke) ve (cone-sheets) leri, Türkiye ve İranda`da işaret edilen (Transversal)leri meydana getirmiştir.
Öz: Merkezî ve Doğu Avrupa ile Asya gibi Türkiye`nin Jeolojik bünyesini hatırlatan bölgelerde bir çok idrokarbür (petrol ve tabiî gaz) yatakları mevcuttur. Uzun zamandan beri tanınmış ve tetkik edilmiş yataklardan başka, etüdü petrol aramalar ile ilgili yenilikler getiren bir çok yataklar bu bölgelerde keşfedilmiş ve tetkikleri üzerinde tekâmüller kaydedilmiştir. Müteakip izahat, bu keşiflerin Türkiye`de petrol aramaları hakkında jeolojik bakımdan haiz oldukları kıymeti göstermek gayesine matuftur. Burada, petrol ihtiva etmesi muhtemel olarak kabul edilen Türk bölgelerinin pratik kıymeti hakkında bir noktai nazar belirtmek mevzuu bahis değildir. Ele aldığımız bütün yataklar Alp orojonik bölgesinde yerleşmişlerdir. Jeosenklinal bölgelere hâkim jeolojik şartlar daima idrokarbür yataklarının teşekkülüne elverişli değildir. Hatta sakin ve devamlı bir sedimantasyon petrol veya gaz teşekkülüne müsaade etse bile bunların muhafazasına kuvvetli tektonik menşeli hareketlerle mâni olunmuştur. Binaenaleyh Alp orojenik bölgelerinde işletmeğe elverişli petrol yatakları yalnız bazı tektonik ve stratigrafik şartlar altında bulunur. Böylece Alp strüktürünü havî bölgelerde üç tip idrokarbür yatağı tespit edilebilir.
Öz: M. T. A. Enstitüsü namına 1946 yılı Ekim ayında 1: 100 000 lik Türkiye Jeoloji hartaları löveleri yaparken, nisbeten yakın zamanlarda neşriyat yapan müelliflerin hartalarına koymadıkları bir kristalen şist kütlesini(hartaya bakınız) görüp hududunu çizmek mümkün olmuştur. Bu metamorfik şist "masifi" Türkiye 1:100 000 lik topoğrafya haritasının 71/IV Simav paftasının güney kısmının biraz doğusuna düşer. Kütahya ilinin Gediz ve Uşak ilçeleri arasında, Gediz İlçesine 24 km., Uşak İlçesine şose üzerinde4 km. mesafededir. Güney batısında Gediz nehri, batı ve kuzeyinde Gediz nehrinin bir sol kolu olan Diken deresi, kuzey doğusunda bu sonuncunun küçük kolları olan Vayvay ve Namaz dereleri; doğusunda Belen tepesi, Çalkıranı, Güney doğuda Sorgun köyü, güneyinde ise Uşak İlçesi bulunur.71/IV paftasına düşen kısmın mesafesi takriben 145 km². dir. Kütahya Uşak şosesi Gedize uğradıktan sonra Diken deresini aşıp halen şose üzerinde inşa edilmiş Karabeyler köyü civarında bu Kristalen şistlerin içinden geçmeye başlar, Modöle arızalıdır. En yüksek noktalar 1450 m. yi pek fazla tecavüz etmez. Vasati irtifa batıdaki alçak Neojen arazisi ile doğudaki yüksek Elmadağı irtifaları arasındadır.
Öz: Sismik prospeksiyonda, vasatî süratleri tayin etmek için kullanılan usuller hulâsatan gözden geçirilmektedir. Kuyu atışları sayesinde elde edilen verilerin mevcut olmadığı bakir sahalarda, sismogramları kullanmak suretiyle vasatî süratler tâyin edilirken tabakaların meyli neticesi olan zaman farklarının nazarı itibara alınması şayanı arzudur. İki taraflı asimetrik bir jeofon dizisi kullanmak suretiyle bu gayenin tahakkuk ettirebileceği gösterilmektedir.
Öz: Kocaeli Yarımadasının güneyinde, Gebze-Dil İskelesi-Hereke ve kuzeye doğru uzanan alanda jeolojik incelemeler yaparken rasladığım Trias formasyonlarında çok güzel fosiller veren yeni bir çok fosil yatakları buldum.Bunların bir kısmından burada çok kısa olarak bahsedeceğim.
Öz: 1946 yılı Kasım ayında Yukarı-Gediz vadisinde, jeomorfoloji bakımından, yapmış olduğum üçüncü tetkik gezisi, Uşak şehrinin 30 kilometre güneybatısında bulunan ve vertebre fosillerini ihtiva eden Miosen arazisinibulmama sebeb oldu.Vertebre yatakları, hartamız üzerinde görüldüğü gibi, Kale-Dere vadisinin kuzey yamacı üzerinde Oruçlu, Akçaköy ve Tepe köyleri arasında bulunuyorlar. Akçaköy, etüd edilen fosilli arazinin orta kısmında bulunduğuiçin yataklara Akçaköy yatakları denilebilecektir
Öz: Bundan önce 1940 senesinde toplanması tasarlanıp harbin patlaması üzerine tehir olunan Beynelmilel Jeoloji Kongresinin XVIII. toplantısı,1948 yılında Büyük Britanyada, Londra Jeoloji Kurumu`nun daveti üzerine aktolunacaktır.