-
2024
-
2023
-
2022
-
2021
-
2020
-
2019
-
2018
-
2017
-
2016
-
2015
-
2014
-
2013
-
2012
-
2011
-
2010
-
2009
-
2008
-
2007
-
2006
-
2005
-
2004
-
2003
-
2002
-
2001
-
2000
-
1999
-
1998
-
1997
-
1996
-
1995
-
1994
-
1993
-
1992
-
1991
-
1990
-
1989
-
1988
-
1987
-
1986
-
1985
-
1984
-
1983
-
1982
-
1981
-
1980
-
1979
-
1978
-
1977
-
1976
-
1975
-
1974
-
1973
-
1972
-
1971
-
1970
-
1969
-
1968
-
1966
-
1964
-
1963
- 1961
-
1959
-
1958
-
1955
-
1954
-
1953
-
1952
-
1951
-
1950
-
1949
-
1948
-
1947
Öz: Bu makalede Türkiye`deki magmatik olaylar, özellikleri ve yayılışları bakımından olduğu gibi, kimyevi ve mineralojik bileşimleri ile kronolojik gelişmeleri yönünden de izah edilmektedir. Magmatik faaliyet, Plutonizma, Denizaltı Volkanizması ve Yerüstü Volkanizması olmak üzere üç büyük grup halinde incelenmiştir. Bu gruplar da ayrıca bileşimleri ve zaman bakımından takip ettikleri sıraya göre tasvir olunmuşlardır. Bu arada misal olarak intruzyon zamanları kesin olan teşekküller alınmıştır.
Öz: Gerek jeolojik literatürde ve gerekse Türkiye`ye ait olarak yayınlanan haritalarda sık sık rasladığımız Fliş terimi Kretase ve Tersiyer devirlerinde vücude gelmiş çeşit çeşit sedimentler için kullanılmaktadır. Jeolojik etüdlerin büyük bir kısmının Avrupa`da yetişmiş jeologlar tarafından yapılmış bulunması hasebiyle bu neticeye pekte hayret etmemek icab eder. Amerikan jeologlarını ise bu vaziyet bir miktar şaşırtmakta ve terimi kullanmakta biraz çekingen davranmalarına sebep olmaktadır, ki bununda, ilerde işaret olunacağı gibi, haklı sebepleri vardır. Şurası muhakkak ki, fliş terimi eskiden de yanlış kullanılarak karışıklıklara yol açmış ve problemi hassasiyetle inceleyen birçoklarını terimden tamamen vazgeçilmesi fikrinin müdafaasına sevketmiştir. Ancak, biz bugün hâlâ Alpler tipi jeoloji ile ilgili yayınlarda bu terimin kullanıldığını görmekteyiz ve daha mühim olanı, gereği gibi tarif edilip anlaşıldığı takdirde bu tip sahalarda fliş teriminin pek kesin bir mâna ve değer taşıyacağını de tahmin ediyoruz. Binaenaleyh, konuşmamızın hedefi Fliş teriminin tarifini ve kullanılışını bazı noktalardan tenkit etmek ve faydaları hakkında birkaç misal göstermektir. Molas terimi umumiyetle fliş terimine bağlandığından ve bunları birbirinden ayırmak işi az çok şaşırtıcı gözüktüğünden konuşmamızda her iki terim de ele alınmıştır.
Öz: Prof. Dr. İ. KETİN tarafından, esas itibariyle basılmış eserlere dayanılarak hazırlanmış olan «Türkiye`de başlıca orojenez safhaları» adlı orijinal sentezi T. J. K. nun Şubat 1959 Ankara toplantılarında dinlemiş ve münakaşalara iştirak ederek. Prof. İ. KETİN`in bu sentezine faydalı olacağını ümit ettiğim neşredilmemiş bazı müşahedeleri izah etmiştim. İşte bu not, Ankara civarına ait neşredilmemiş veya neşrolunduğu halde dikkati çekmemiş müşahedelerin temin edebildiklerimi¹ bir araya toplamak ve bu malûmatın kaynaklarını belirtmek maksadiyle hazırlanmıştır.
Öz: Bu etüd Himmetdede ve civarına içme ve bilhassa sulama suyu temini gayesiyle yapılmıştır. Bölgenin stratigrafik, litolojik ve tektonik durumu incelenmiş, yeraltı suları araştırılmıştır. Bu araştırmalar sonunda sondaj yerleri gösterilmiş ve yapılan 6 sondajdan 5 inde müspet sonuç alınmıştır.
Öz: Uzun senelerden beri tetkik ettiğimiz, Türkiye`nin Karbonifer ve Permien formasyonlarına ait muhtelif cins tabakalar içinde, şimdiye kadar yapılan neşriyatta raslamadığımız mikroproblematik birçok mikrofosillere raslamaktayız. Bunların bir kısmı filogenetik olarak bazı mevcut ve malûm genuslara veya familyalara atfedilebiliyorsa da, elimizde olmıyan birçok sebeplerle derinleştiremediğimiz araştırmalarımızdan dolayı, bugünkü bilgilerimiz içinde durumu muhafazada devam ediyoruz. İşte bunlar arasında Alt ve bilhassa Orta Permien tabakaları içinde biri Vermiporella`larla mukayese edilebilecek, bir diğeri de bir Mikroforaminifera veya basit Alglere atfedilebilecek iki mikrofosile sık sık rasgelmekte idik. Bundan bir sene evveline kadar, birkaç eski neşriyat müstesna, bunları aydınlatacak bir rapor elde edemedik idi. Nihayet Irak Petrol Kumpanyasından G. F. Elliot, son senelerde neşrine başladığı fosil Algler üzerindeki çalışmaları serisinden olarak, elimizde mebzul bulunan bu Alglerden bahseden yazısını okuyarak bu karanlık noktayı da aydınlatabildik. Bu yazımızda Türkiye`de mostralanan Permien içinde sık sık raslanan bu Alglerden bahsedeceğiz.
Öz: Etüd materyeli M. T. A. Enstitüsünün Amasra Karbonifer Havzasında yapmış olduğu kömür sondajlarından elde edilmiştir. Bu palinolojik etüd neticesinde Westfalien D-C seviyelerinde bir yeni pollen cinsive dört yeni pollen türü ile bir megaspor spesiesi bulunmuştur:
l - Biharisporites perfectus n. sp.
2- Foveolatipollenites ergönüli n. sp.
3 -Zonalosporites lahiatus n. sp.
4 - İbrahimipollenites macroreticulatus n. sp.
5 - Crassiletipollenites heteroornatus n. gen., n. sp.
Bunların ayrı ayrı izahları aşağıda yapılmış ve stratigrafik olarakkıymetlendirilmiştir.
Öz: Bu yazıda Üst Karbonifer kömürlerinin ihtiva ettiği mikro bitki fosilleri (spor ve pollen) incelenmiştir. Mevzuubahis palinolojik çalışma neticesinde iki yeni pollen cinsi ile altı yeni tür bulunmuş ve tavsifleri yapılıp, stratigrafik olarak kıymetlendirilmiştir. Etüd edilen kömür numuneleri M.T.A. Enstitüsünün Amasra Karbonifer Havzasında yapmakta olduğu sondajlardan toplanmıştır, birkaç kömür numunesi de tektonik kuvvetlerle sürüklenerek yersel olarak Üst Kretase üzerine binmiş olan Beycuma-Kabalaklar Karbonifer mostralarından tedarik edilmiştir.
Öz: Etüdü yapılan arazi, Marmara mıntakasının Kocaeli Bölgesinde ve Tuzla ile Gebze istasyonları arasında, Çayırova mevkiindedir. Kısmen Teknik Bahçıvancılık Enstitüsüne ve kısmen de Devlete ait araziyi içine alan etüd sahamız takriben 5 km2 dır. Bu arazi, kuzeyde İstanbul-İzmit karayolu ve İsmail ağılı, güneyde Marmara denizi ve Etibank`ın trafo istasyonu, doğuda Kanço tepe ve devamı hattı, batıda kısmen Marmara denizi ve Federal Truck Şirketi arazisi ile çevrelenmiştir. Bu bölge karayolundan İstanbul`a 37 km mesafededir. Haydarpaşa-İzmit demiryolu ve karayolu, birbirlerine yakın olarak sahamızı batıdan doğuya kat ederek iyi bir nakil imkânı sağlarlar. Bu bakımdan Fabrika arazisine karadan kolaylıkla gidildiği gibi ayrıca motor ve kayıkla denizden de ulaşılabilir.